Geride bıraktığımız Cumartesi günü, "DÜNYA GAZETECİLER GÜNÜ" idi. Bu münasebetle Kırklareli Valisi Sayın ESENGÜL CİVELEK il bazında yerel gazetecilere Kırklareli Polisevi'nde verilen sabah kahvaltısında buluştu. Gazete sahiplerinin, köşe yazarlarının ve habercilerin/muhabirlerin katıldığı kahvaltıda masaları dolaşarak günü kutladı, gazetecilerin söylediklerini dinledi. Kırklareli Valiliği görevine yeni gelmiş olması nedeniyle daha ziyade gazetecileri dinledi, onları tanımaya çalıştı. Sonra da bir hatıra fotoğrafı için gazetecilerle resim çektirdi. Güzel bir buluşma oldu, güzel bir anı/hatıra oldu.
Gazeteci Fikir İşçisi'dir. Ağır bir mesleğin insanıdır. Haberin, haberle birlikte bilginin peşindedir. Fakat gazetecinin asıl işi olayların içindeki GERÇEK'i yani bilgiyi gazetesine, ajansına en doğru biçimde aktarabilmektir. Bunun için gerek haberci gerekse köşe yazarı kalemini kullanır. Gazetecide kalem, askerdeki kılıç gibidir. Kullanılmaya bağlıdır. Yaptığı iş kamu hizmetidir. Demokrasilerde hür basın Dördüncü Kuvvet'tir. Basının vazifesi kamuoyunu aydınlatmak, olaylar hakkında bilgilendirmektir. Yani, kısaca, Napolyon'un kılıcı ile yapamadığını gazeteci, yazar kalemi ile yapar. Bilindiği üzere Fransızlar'ın ünlü roman yazarı BALZAC'ın Paris'teki heykelinin kaidesinde şu yazılıdır:
"NAPOLYON'UN KILICI İLE YAPAMADIĞINI BALZAC KALEMİ İLE YAPTI." Mesele budur.
Bu durumda kalem kılıçtan daha keskin, daha güçlü ve daha insanidir. Bundan dolayı zalimler, diktatörler, şahlar, şeyhler, krallar gazetenin beyaz sayfasında görünmek istemezler. Ve yine bundan dolayı gazetecilere, habercilere, yazarlara baskı uygularlar, haber alma ve düşünce özgürlüğünü kısıtlama yoluna giderler. Böyle bir durumda iktidar sahipleri ile gazeteciler arasında yazmak, yazdırmamak sorunu çıkar. O zaman bundan toplum zarar görür. Sonuçta birileri kaybeder. Ama daha çok halk kaybeder. Gazetecinin bilgiye, habere, olaya ulaşma imkanı kısıtlanmış olur. Halk, toplum öğrenme hürriyetini, bilgi edinme hakkını yitirmiş, aydınlık karanlığa gömülmüş olur. İnsanlığın savaşı aydınlık için olduğuna göre basın, haber alma hür olmak zorundadır.
Bir kez daha başka biçimde ifade edersek gazete patrondan ziyade halkın malıdır. Basın, gazeteci basınının özgürlüğü için mücadele eder. Bu bakımdan yöneticiler, akıllı siyasetçiler gazeteci ile iyi geçinmeye bakarlar. Gazeteyi baskı altına alma yoluna, gazeteciyi susturma yoluna gitmezler. Hatta gazetecinin daha rahat çalışması ve haber alması için şartlar oluşturur, ortamlar hazırlarlar. Bu karşılıklı iyi niyet, iyi diyalog gerçeklerin dile gelmesini engellemez ama hiç değilse basın vazifesini yapmış olur.
Özgür basın, özgür gazeteci demokrasimiz için gereklidir. Zaten o zaman demokrasi de yoktur. Demokrasi partilere, basına ihtiyaç duyan idaredir.
Şunca zamandan beri bu sonuca, bu hedefe varmak için mücadele ediliyor. Basın özgürlüğü, düşünce özgürlüğü tartışılmaktadır. 70 yıllık demokrasi tarihinde bunlar geride kalmış olmalıdır. Dileriz ki gazetecilerimiz, basınımız düşünen insanlarımız ileri ülkelerdeki gibi sorunsuz hale gelir. Böyle özel günler birbirimizi anlamak, ihtiyaç duyduklarımızı söylemek için fırsat oluşturmaktadır. Kırklareli'nde yerel basının ve gazetecilerin bugün bir sorun yaşadıklarını duymadım. Ancak genelde basını, gazeteci yazarları rahatlatmak gerektiğine inanıyorum. 68 yıldan beri yazıyorum. Basın mı, gazetecilerimiz zaman zaman sıkıntılar yaşamışlardır. Gelişmekte olan bir ülkemiz vardır, örnek gösterilen İngiliz demokrasisi bugünkü 800 yılda gelmiştir. Cezayir kökenli Fransız düşünürü Fransız Fanon, "Yığınlar aşılan mesafeyi ölçmekten yoksundurlar."
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol