İLAHİ ADALET BU MU OLA Kİ ???

Peygamber Efendimiz (SAV) bir Hadis-i Şerifinde; bir günahından ya da ayıp bir işinden dolayı birini ayıplayanın, o ayıbı, günahı işlemeden ölmeyeceğini söylemiştir. Kültürümüzde bu; gülme komşuna, gelir başına atasözü olarak karşımıza çıkar. Geçtiğimiz hafta Karagöz Parkı ile ilgili ağaç kesme olayında belediyemizin düştüğü durum bence aynen budur. Bir belediye, temsil ettiği görüş, mensubu olduğu siyasi parti ancak bu kadar açık düşebilir. Ağaçların kesilmesi bahanesiyle başlayan Gezi Park olaylarının bizzat içinde yer alan CHP ve dolaylı olarak ta olsa yer aldığına inandığımız, o zaman da tutumunu eleştirdiğimiz belediyemiz aslında kendi ayağına kurşun sıkmış oldu.
 Gezi olayları sırasında 'itidal' adına sustuğumuz ama tarihe not düşme adına kendi not defterime yazdığım bir cümle: Kırklarelili olduğum için soruyorum; çevre düzenlemeleri yapılırken kaç kişinin fikri alınıyor, memnun olmayanlar ne yapmalı?
Eskiler biraz kaba ama çok net ifadelerle özetlemişler ya, biz yazı dilinde bu ifadeleri kullanamıyoruz. Kirli bir sıvıya taş attığınızda üzerinize sıçrama ihtimalini de düşünüyor olmalısınız. Özellikle yerel yöneticiler yöresiyle bütünleşmek yerine kendi siyasi partilerinin söylemleri eylemleriyle bütünleşmiş bir takım icraatlar içinde yer alan görüntüler verirlerse; yerel halkın da onların icraatlarını gözetleme eleştirme hakkı doğar da acaba eleştiriye yeterince tahammül göstermeyi ne zaman öğreniriz...
 Gezi olaylarında Başbakan'ın, Karagöz yorumlarında belediye başkanının; 'bazı sosyal medya'... diyerek yaptığı eleştiriler aslında Gezi olaylarında sosyal medyayı eleştiren başbakanın haklılığını gösteriyor, sayın belediye başkanımız belki irade dışı ama siyasi olarak başbakanın değirmenine su taşıyor. Kaldı ki o günlerde gerek sosyal gerekse yazılı ve görsel medya aslında olmayan olayları bile var gibi göstererek olayların büyümesinde etkin rol oynamıştı. Oysa şimdi sadece gerçekten olanları gösteren bir video çekimi ve inkâr edilemez şekilde aydınlık fotoğraf kareleri var. (Gerçekleri görebilme adına emeği geçenlere müteşekkiriz, ya olmasaydılar...) Buna rağmen başbakan'ın sözleri medyaya baskı sansür olarak algılandı, öyle gösterildi. Başbakan en azından twitter'in adını özellikle zikrederek asıl sözlerinin onları kastettiğini belirti. Şimdi ben de sosyal medyayı da kullanan bir yerel basın mensubu olarak soruyorum; sayın belediye başkanı bazı sosyal medya derken kimleri kastetti, üstü kapalı hedef gösterdi.
 Peki, neydi asıl mesele; kavşak mı, ağaç mı? O nasıl bir çalışma ki; insanlar masada oturmaya devam ederken bir yandan neredeyse onlara değercesine iş makinelerinin çalışması. Eğer mesele kavşaksa yapılan çalışma güzel eleştiriler yersiz haksız, ama mesele ağaçsa belediye haksız, belediye tek kelime ile çuvalladı. Bence belediye başkanı yaptığı basın açıklamasında bazılarını eleştirmek yerine biraz medeni cesaretle gerek yapılan yanlışlardan gerekse halkı zamanında ve doğru bilgilendirmemekten dolayı özür dileseydi daha anlamlı olurdu. Onun yaptığı açıklama kelimenin tam anlamıyla ''özrü kabahatinden büyük'' oldu.
Çalışma yapılan alanı özellikle gezdim, Karagöz heykeli daha bir güzel ortaya çıkmış, sanki ''parkıma dokunmayın'' dercesine yüksekten bakıyor ve kendine has muzipliğiyle yaşanan tartışmalara gülümsüyor. Trafik akışı o şekilde devam edecekse yapılan kavşak gerçekten de olması gereken bir yerde (uzun yıllar önceden plânlanmalıydı) hatta bu kadar yapılmışken Karagöz Parkı itfaiye yönündeki köşeden biraz daha küçülmeli bile, Adliye yönünden gelen araçların solda parkedenler yüzünden ana caddeye çıkışta görüş alanları daraldığı için çok tehlike oluşuyordu, benim de şahit olduğum kaza ve tehlikeler oldu, o yüzden yapılan çalışma doğru ancak; asıl tartışılan ağaçlar. Benim bu konudaki düşüncem net; önce insan. Sınırları aşmamak kaydıyla hiç bir ağaç bir insan hayatından değerli olamaz amaaaa...
 Siz ülkeyi sarsan olayların temelini aslında olmayan ağaç kesimine dayarsanız gün gelir orman kazalarında insanların bazen kesilen ağaçların altında kalması gibi siz de manevi olarak o ağaç kesiminin altında kalırsınız (İlâhi Adalet.) Üstelik yangından mal kaçırır gibi alel acele dipleyip odun ettiğiniz ağaçları tüpledik demek zorunda kalırsınız. Çünkü daha önce aynı parktaki ağaçların yanlış budama nedeniyle kuruduğu yönünde yine yerel basımızda eleştirel haberler olmuştu, sizin de çok iyi bildiğiniz gibi halkımız bu konuda hassas.
      sairmehmet39@hotmail.com
       0 539 839 75 78

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol