Şunu hemen söylemeliyim ki, inançlarımız ve alışkanlıklarımız konusunda fetva verecek değilim. Yazı başlığına bakıp, kimsenin niyet okumalarını istemiyorum.
Bu konunun, 'Tüketici Hakları' ile ne ilgisi olduğunu sorarsanız eğer; 'insan hakları, yaşama hakkı, eğitim hakkı, sağlık hakkı, çevre hakkı vb. Haklardan biri de hayvan haklarıdır' derim.
Evet, inançlar hakkında çok şey söylemeye ne hakkımın, ne de haddimin olduğunu biliyorum. Ama, insana ait dokunulmaz kişisel mahremiyetlerden birinin inanç olduğunu ve onunda insanın özgür tercihi olabileceğine inananlardan biriyim. Ancak, alışkanlıklarımız konusunda ise, hemen herkesin içinde bulunduğu sosyal, siyasal, ruhsal durumlara ve dünya görüşüne bağlı olarak söyleyecek sözlerinin olabileceği de inkar edilemez.
Bu nedenle, bütün inançlara olan saygımı ayrı tutmak koşuluyla tüm islam aleminin şu günlerde 'Hayvan Keserek' kutladıkları 'Bayram' konusundaki alışkanlıklarımızı başlangıçtan bugüne önyargısız olarak güncellememiz gerektiğini düşünüyorum. Ve, bu konuda internette yayınlanan Eren ERDEM'e ait bir araştırma-yorum yazısının bir bölümünü sizlerle paylaşacağım.
EREN ERDEM şöyle diyor:
"Kurban 'hayvan kesmek' değildir!
'Kurban' yakinlaşmak demektir, öldürmek değil!
Kurban kelimesi, kurb kökünden mastardır. Bu kökten türemiş meşhur bir kavrama sahibiz. Akraba kavramı...
Akraba kavramı ile kurban kavramı aynı kökten türemiş olup, eş manalıdırlar. Kurban, kelime anlamı itibari ile, "yaklaşmak" manasına gelen bir kelimedir. (Bkz.Ragıp El İsfehani, el Müfredat, krb mad.)
Hac Suresi Ayet 37: Onların etleri de kanları da Allah'a asla ulaşmaz; fakat sizin takvanız O'na ulaşır. Onları size bu şekilde boyun eğdirir ki, sizi hidayete erdirdiği için Allah'ı yücelterek anasınız. Güzel düşünüp güzel davrananlara müjde ver.
Onlara Âdem'in iki oğlunun haberini de gerçek olarak oku. Hani, ikisi birer kurban sunmuşlardı da birinden kabul edilmişti, ötekinden kabul edilmemişti. "Seni mutlaka öldüreceğim." dedi. Öteki: "Allah sadece takva sahiplerinden kabul eder." dedi.
Habil ile Kabil olarak bilinen bu iki kişi arasındaki dialog, görüldüğü gibidir. Bilindiği üzre, ''hayvan kesme geleneği, İbrahim Resul ile ilişkilendirilmektedir''. Yani, Kuran'ın kurban getirdiler ifadesi, İbrahim Resul öncesinde olmuş bir olay ile ilişkilendirildiğinde, hayvan kestikleri manasına gelmez! Bu, Allah'a yakınlaşma adına bir fiil, eylem ürettikleri manasına gelir...
Gökten bir koç indiği söylenen Hz. İbrahim kıssasının ayetlerine; (SÂFFÂT suresi 102. ayet)
Çocuk onunla birlikte koşacak yaşa gelince, İbrahim dedi "Yavrucuğum, uykuda/düşte görüyorum ki ben seni boğazlıyorum. Bak bakalım sen ne görürsün/sen ne dersin?" "Babacığım, dedi, emrolduğun şeyi yap! Allah dilerse beni sabredenlerden bulacaksın.
Ayette "ne kurban kelimesi geçer, ne de iması yapılır." Kaldı ki ısrarcı bir dille anlatmaya çalıştığım şu gerçeği de ele alalım, kurban kelimesi hakkında bildiğiniz her şeyi unutmanız gerekmektedir. Kurban, yani yaklaşmak kelimesi Arapçadır. Yaklaşmak anlamına gelir.
Kurban, kişinin Allah'a yaklaşmasıdır. Dolayısı ile Allah dışındaki tüm belirleyicilerden uzaklaşmasıdır. Bu yolla, kişinin kendisine yaklaşması da söz konusudur. O halde "kendisine yabancılaşmış, dolaylı olarak doğaya ve topluma yabancılaşmış insanın" bu hastalıklardan arınması vaziyetine kurban denir. Kur'an'da ki kurban bir bütünüyle bu eksende bir rota çizer.
Dinsel hassasiyetleri yüksek gibi görünen kitlelerin, esasında Allah'a "kanlı sunaklarda ego tatmin eden tahta putlara yapılmış muamelenin aynısını yapması" ve kesilen hayvanların kanlarıyla arınma kültürünü, İslam'a monte etmesi gariptir. Her fırsatta mangalda kül bırakmayan, Allah ve Peygamberine söz söyletmeyen bu kavrayış, esasında en büyük hakareti kendisi yapmaktadır.
Bir hayvanın gırtlağını keserek yapılan ibadet, tarihsel pagan kültünün dışavurumudur, islami değildir. Kurban ibadeti belirli bir hafta, ya da zaman dilimine sıkışması mümkün olmayan, yaşayan ve devrimci bir ibadettir. Fakat, biz bayramlarda sembolik olarak, birbirimize yaklaşır, muhabbetimizi derinleştirir ve bu ruhu temsilen bir araya geliriz. Mezbahalarda, eli kanlı kasapların ağzından çıkan arapça dualar eşliğinde yapılan iş, Hz.Muhammed'in hayatı boyunca hiç vuk'u bulmamış bir uygulama olması hasebi ile din dışıdır. Ortadoğu'da hemen hemen hiçbir ülkede böyle bir uygulama yapılmamaktadır.
Eğer diyorsanız ki, ben "Kurban Bayramı'nda" hayırlı bir iş üretmek isterim, gidin ihtiyaç sahiplerine destek olun, elinizden avucunuzdan artanı yoksullarla bölüşün, hastaları ziyaret edin, sokak çocuklarının başını okşayın, küskünleri barıştırın derim. Allah'ın nezdinde ibadet olarak makbul olan davranış budur. Hatta o boğazına bıçak dayanan sevimli koyunların özgürce yaşayabilmesi için çevreyi katleden kapitalist kodaman bozgunculuğa karşı bir ses yükseltin. Doğayı, insanı ve toplumları sevin, koruyun."
Sorunsuz ve sağlıklı bir yaşam dilerim.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol