İNSANLARIN ARKASINDA FİKİRLER - FİKİRLERİN ARKASINDA YIĞINLAR OLMALI

Kitap okumaya, okutmaya teşvik bağlamında çok girişimler yapılmıştır. Özellikle 1950 başlarında iktidar değişikliğinden hemen sonra kapatılan HALKEVLERİ ve HALKODALARI'ndan sonra halk okumaktan, kitaptan uzak kalmıştır. Halk evleri ve köylerde Halkodaları tam 18 yıl Türk Halkına okuma hizmeti vermiş. Cumhuriyetin ilk kadrosu bu zamanda yetişmiştir. Gerçektende Halkevleri, Halkodaları halkın KÜLTÜR EVİ idiler. Okul gibi bir hizmeti yerine getiriyorlardı. Gerçeği ifade etmek gerekiyorsa 65 yıldan beri Halkevlerinin bıraktığı Kültür Açığı kapatılamamıştır. Zaten kapatılması için de fazla bir çalışma yapılmamıştır. Çünkü okumanın, öğrenmenin zemini kalmamıştır. Bu Vandalist Hareket nedeni ile toplum yeni fikirlere yeni bilgilere ulaşmamış, ünlü Portekizli yazar Saramogo'nun söylediği gibi '' İNSANLARIN ARKASINDA FİKİRLER FİKİRLERİN ARKASINDA YIĞINLAR'' görülmemiştir. Cumhuriyetin alt kültürü oluşmamıştır. Bu yüzden halkı karanlığa itenler vebal altında, tarih önündedirler.
Bugün Türk halkı KİTAP BİLGİ ve KÜLTÜRÜNÜ TANIMADAN İNTERNET SAYFALARINI TANIMIŞTIR. Ancak ''TANIMA'' dediğimiz şey gerçekleşmeden insanlarımız ''CEP TELEFONU HASTALIĞI''na tutulmuşlardır. Zira bugün Avrupa ülkeleri içinde en çok Cep Telefonu kullanan Türkiye'dir. İleri ülkelerde bu kadar telefon kullanan yoktur. Telefona düşkünlük bir başka şeydir.
Zamanımızda dünya, KİTAP MI İNTERNET Mİ tartışması noktasına gelmiştir. Türk insanı KİTAP KÜLTÜRÜ'nü tanımadan Bilgisayar aracılığı ile İnternet sayfalarını karıştırmaya başlamıştır. Portekizli yazar bu olayı sorgulamakta, gelecekte bu durumun ne kılığa gireceğini tartışmakta ve şunları söylemektedir:
Gelecekte kitaplar her zaman azınlık işi olmuşlardır. (yani onları okuyan az olmuştur.) Birçok insan bir konseri dinler ve onu içine sindirir. Fakat kitap için bunu söylemek mümkün değildir. 80 milyonluk bir şehirde, 17 milyonluk bir şehirde bir kitabın 2 bin adet basılması neyi ifade eder? Şimdiye kadar Türkiye'de kaç kitap çok satmıştır? Kitap satışları maalesef üzücüdür. Halk kitap okumuyor. Sanki kitaptan korkan bir hali vardır. Aslında Türkiye'de kitap okumayan çok kesimler vardır. Anketler, araştırmalar, gözlemler bunu göstermektedir. Mesela sizler bir politikacının konuşurken söylediklerini takviye bağlamında bir yazara, onun fikir ve düşüncelerine gönderme yaptığını hiç duydunuz mu? Oysa konuşmacılar konuştuklarını takviye ve desteklemek bağlamında genelde başkalarının fikir ve düşüncelerinden de yararlanma yoluna giderler. Bu tabii Türk insanlığının, Türk toplumunun sorunu.
Bir gerçeğin altını çizmek ve geleceğe kayıt düşmek gerekir. Ülkemiz Türkiye Cehalet sarmalındadır. Kalemler yazsa da yazılanlar pek okunmadığı için cehlemiz yani bilgisizliğimiz artmakta, bilgisizliğin sınırları genişlemektedir. Biliyor musunuz Osmanlı Devleti çok konuşanların bilgisizliği yüzünden çöküp gitti. Mustafa Kemal'in işgal altındaki Anadolu'da önce öğretmenlerle toplantı yapması, eğitim sorunu ele alması, halkın Başöğretmenliğini üstlenmesi, Harf Devrimi yani Yazı Devrimi yapması boşuna mıdır? Bir düşünsenize. Bu bağlamda sorunumuz şu: KALİTELİ EĞİTİM. OKUYAN ÖĞRETMEN. Kitabı okutacak olan, kaliteli eğitimi yapacak olan öğretmendir. Öğrenmek ve öğretmek için yer ve zaman aranmaz.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol