INSAN-I

Dünün devami
Tasavvufi anlamda ve fiziki anlamda bakmak, uzun uzun anlatmak gerekir. Bense bu konuyu sizlere örnek insan veya Tanri katinda insan diyerek tasavvufi anlamda insani ve de yasamini anlatmaya çalisacagim.
Pesin pesin sunu söylemek isterim. Iyi insan olmayi her kisi ister ama seytan veya kendi nefsine yenilir. Ölümü unutur da insanliktan çikar.
insan Müslüman Türk toplumunca ve diger dinlere göre, Tanri donunda görünüse tasinmis olarak algilanan, Tanri'nin diliyle konusan, Tanri'nin ve büyük alemin kaniti durumunda bulunan varlik, denilebilir. insani tarif ederken bazi deyimleri de kullanacagim ki iyice bir anlatayim.
insan-i Kâmil Derece derece yükselerek Hakk'a ulasan eksiksiz insan-dir.Yani yetkin insan. Bu insanla temsil edilen en olgun insanlik asamasina denilir.
"insanin cemali (yüzü), sözünün güzelligidir. "Dogru düsünmek, dogru konusmak" insanda asil kimliktir, anlaminda öne çikan anlam bence dünyanin en güzel örnegidir.
"insanlari seveni sevmek" Tanri'nin eksiksiz görünüse tasinan biçimi olarak algilandigi için insani sevmek Tanri'yi, tüm varliklari sevmek demektir, anlamini tasimaktadir. Burada bir sözde akla geliyor. Kusursuz dosttan bahsetmiyorum. insanlarin akillari ermeyince veya bilerek kusur islediklerinin disindadir bu söylediklerim.
Avrasya'da ve özellikle Anadolu'da en önemli anlatim insandir. Felsefe tarihinde kainati onun kusattigi varlik türlerini kavramak için, insan "ben" ini düsünce sisteminin odagina yerlestiren, bütün sorunlara "ben" den çikarak çözüm arayan ilk köklü felsefe bâtinilik olmustur. "Ben ve bilinç"-yada "ruh ve bilinç" kavramlarini özdes anlamda kullanan bâtinilige göre felsefe genel olani bilmelidir. Felsefeye bilim niteligini kazandiran bu genel alana yönelmek geregi vardir.
Anlattigimiz anlamda kisi kendini ve evreni, kendi özünde, kendi â?~ben' inden yola çikarak anlamaya çalisir. Bu da su "küçük alem" olarak algilanan insanda yasama geçen bir "çevrim" olarak gözükmektedir. Bu konuda Esat Korkmaz söyle diyor insandaki zitliklarin-çatismalarin asilmasi biçiminde yasanan "çevrim" sürecinin sonunda, kendini inanç alaninin disina tasiyan ve kendini taniyan, dogayi dinsel tutsakligin disina tasiyan ve kendini taniyan, dogayi dinsel tutsakligin disinda algilayan "ek-doga" olarak bilince tasinan toplumsalin ayrimina varan, toplumsal bilincin yabancilasmasina izin vermeyerek, ortadoks/inançlari kaynakta kurutmaya çalisan bâtini nitelikte insan dogar, diyor.
simdi "ben" çevrimine temel olan karakterleri vede düsüncelerimizi size yazimizin devaminda anlatacagiz. Bir siir ile veda ediyorum.
Devam edecek...
mustafaermis@gazetetrakya.com

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol