Şimdiki kuşaklar bilmezler. Nitekim geçen gün Orhan Işıkalp ile bizim eve doğru konuşarak giderken ona dedim ki, " Sen ipliğin inceldiği, Aç Harmanları yapıldığı zamanı bilir misin? Işıkalp, " İlk defa duyuyorum" dedi. Soruma ekledim, " Yıllarca esnaflık yaptın. Köylü müşterin çok olmuştur, onlardan duymuş olmalısın dediğimde " İlk defa duyuyorum" diye tekrarladı.
Türk halkının tarihten gelen bazı korkuları vardır. AÇLIK bu korkuların içinde önemli bir yere sahiptir. Son yollara kadar halkımızda, özellikler köylülerde bu korku silinmemiştir. Dedelerinden, Ninelerinden dinlemişler, belki de tarihte okumuşlardır, biz bir çok savaşı açlıktan kaybettik. Balkan Savaşı'nda Ordu Komutanının bile ekmeği yoktu. Savaş kahramanları ile röportaj yaparken at pisliğinden Arpa tanesi aradıklarını söyleyenler çok olmuştur.
Savaşta, barışta halkın aç kalışının çeşitli nedenleri vardır. Mesela kuraklık yaşanmıştır, üretim yetersizliği olmuştur, ekinleri dolu vurmuştur, şiddetli don sebebiyle ekinler donmuştur ve hükümetlerin tedbirsizliği açlığa sebeptir. Olağanüstü şartlarda ambarlar dolu iken de halkın aç kaldığı görülmüştür. Bu bir tedbirsizliktir.
Bütün bunların sebep olduğu AÇLIK TEHLİKESİ halkımızda bir söyleme neden olmuştur. Çocukluğumuzda bunu görmüş ve yaşamışızdır. Halkımız ambarlarda eski ürünün bittiği yeni ürünün yetişmediği bir döneme " İPLİĞİN İNCELDİĞİ ZAMAN" der. İpliğin inceldiği zaman halkın elinde, cebinde, ambarında bir şey kalmamıştır. Arpaların olgunlaşmasını beklemekten başka bir çaresi yoktur. Çünkü Arpaların olgunlaştığı zaman köylünün, açlık çeken kesimlerin imdadına tapılacak olan AÇ HARMANLARI yetişir. Aç Harmanları'nda elde edilen Arpa değirmene gider, un haline getirilir ve o undan ekmek yapılmak suretiyle aç kalma tehlikesi ortadan kaldırılmış olurdu. Arpanın fazlasıda borsaya gider, orada satış işlemi görür. Erken Arpa yetiştirmiş olan çiftçi devletin çeşitli kurum ve kuruluşları tarafından ödüllendirilir, Borsa Arpayı normal fiyatının üstünde alır. Arpayı erken yetiştirmiş olan çiftçinin ödüllendirilmesi ise açlığın ortadan kalktığı, yeni ürün ve berekete kavuşulmuş olmanın sevinci anlamına gelmektedir.
Ülkemizde en son açlık tehlikesi 1940'lı yıllarda, İkinci Dünya Savaşı nedeniyle yaşanmıştır. Almanya'nın çıkardığı savaş Avrupa'yı kasıp kavurmuş, birçok ülke işgal edilmiş, savaş Bulgaristan ve Yunanistan üzerinden sınırlarımıza dayanmıştır. Almanların, Türkiye'ye de saldırması ihtimaline karşı Cumhurbaşkanı İsmet İnönü ve Cumhuriyet hükümetinin karar ve tedbir cümlesinden Trakya'ya 2 milyon dolayında asker konuçlandırılmıştır. Savaşın uzun süreceği ihtimaline karşı da depolarda buğday stok edilmiştir. Bu durum Trakyalıları etkilemiş, açlık tehlikesi belirmiştir. Üstelik Yunanistan'dan ülkemize ilticalar, sığınmalar artmış, onların beslenmesi gündeme gelmiştir. Tıpkı bugün ki gibi, Suriye sığınmacılarına benzer bir durum 1940'lı yıllarda yaşanmıştır. Türkiye'ye sığınan Yunan Asker ve sivilleri beslediğimiz gibi, Yunanistan da yaşanan açlık sebebiyle buğday yardımı yapılmıştır.
Tanrıdan kitleleri etkileyen tehlikelerden ülkemizin korunmasını dileriz.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol