Yeni kusaklar Atatürk'ün DEHA'sini bilmedikleri gibi, silah arkadasi Ismet Inönü'nün dillere destan devlet adamligini, demokratligini da bilmezler. Televizyonlarin zaman zaman sokaklarda, cadde ve meydanlarda yurttaslarla yaptiklari anketler ve röportajlar da bunu göstermektedir. Aslinda yeni kusaklarin Cumhuriyet Tarihi'ni iyi bilmedikleri görülmektedir. Zaman zaman bu durumun ülkeyi yönetenlerde de bulundugu gözden kaçmamaktadir.
Atatürk, Demokrat Insan'di. Inönü Milli Åzef'likten demokratliga geçmis, halkin içinde, kitlelerin önünde sadece bir yurttas gibi konusup hareket etmistir.
Ismet Inönü 14 Mayis 1950 tarihinde iktidardan muhalefet liderligine geçmisti. Yani CHP iktidari bitmis, Demokrat Parti devri baslamisti. Fakat ne yazik ki Demokrat Parti meclis çogunlugunu elinde bulundurdugu için ülke yönetiminde her seyi yapacagi vehmine kapilmis, on yillik iktidarinin yarisinda baskici bir yönetim uygulamasina baslamisti. Hedef olarak da gazete ve gazetecileri, Ismet Inönü'yü seçmisti. Mecliste kurdugu meshur Tahkikat Komisyonu ile gazetelere sansür uygulamaya baslamisti. Birçok gazeteci yargilanmaya baslanmis, birçogu da cezaevlerine düsmüslerdi. Gazeteler baskiya verilmeden önce polis gazete idarehanelerine gider, haber ve yazilari gözden geçirir, iktidari elestiren haber ve yazilari çikartirdi. Bu yüzden gazeteler yer yer yazisiz, beyaz çikarlardi. Yani çikartilan haber ve yazilarin yerleri bos kalirdi. Bazen de gazete bütünüyle toplatilirdi. Tabii 1950'de de yandas ve muhalif basin da vardi. Mesela Demokrat Parti'yi ve iktidari tutan ZAFER GAZETESI vardi. Adviye Fenik, Mümtaz Faik Fenik iktidari öven yazarlardi. Metin Toker, Ismet Inönü'ye damat olmadan önce Demokrat Parti'ye sempati duyan bir gazeteciydi. Bir Burhan Belge vardi. Güçlü bir kalemdi. Ünlü Macar sinema sanatçisi Zaza Gabor ile evli oldugu söylenirdi. O zaman muhalefet lideri Ismet Pasa (Inönü) iktidara uyarilarda bulunuyor, "Basinla ugrasmayin" diyordu. Gazetecileri savunuyordu, "Birakin yazsinlar" diyordu. Yirmi yili askin muhalefet liderligi sirasinda kendisini elestiren hiçbir iktidar mensubunu mahkemeye verdigi görülmemistir. "Siyasetçi, gazetecinin dostu" derdi. Basinin, demokrasinin dördüncü gücü oldugunu, halk adina yazip çizdigini, iktidarda olanlarin isini kolaylastirdigini söylerdi.
Demokrat Parti Ismet Inönü'yü DEVLETÇI olmakla suçlardi. Yani geçmiste halki düsünmeyip devleti düsünerek hizmet yaptigini söylerlerdi. Gerçekten Ismet Inönü devletçiydi. Iktisadi doktrin ve yöntem olarak devletçilige siki sikiya bagliydi. Yoksul halkin, fakir Türkiye'nin DEVLETÇILIKLE kalkinacagini savunuyordu. O, hem Devletçi idi hem de Devlet Adami idi. Devleti ve Devlet Yönetimi'ni iyi bilen bir liderdi. Devletin, siyasetin kirlenmesine izin vermeyecek kadar cesur çikislar yapardi. O zaman herkes ona "DEVLET GIBI ADAM" derlerdi. Konusmasi olgun bir devlet adami gibiydi. Uyarici, yapici konusmalarda bulunurdu. Yani Ismet Inönü'nün siyaseti ahlaka dayaliydi. Siyasetçi yalan söylemez, halki aldatmaz diyordu. Merak edenler onun siyasi konusmalarini okurlarsa, onun üstün bir devlet adami ve siyasetçi oldugunu hemen anlayacaklardir. Söylediklerine pesinen karsi çikanlar sonradan onun hakli oldugunu gördüklerinde mahcup olurlardi. Sabirli, seviyeli, dürüst politika yapmak onun ilkesiydi. Kisaca demokrat ve demokrat ruhlu bir devlet adami idi. Atatürk onun devlet adamligina, devleti önde tuttuguna inaniyordu, ülkenin yüksek çikarlarini savunmada onu görevlendiriyordu. Günümüzde birtakim hasta beyinler, som agizlilar bu iki ULUSAL KAHRAMANI bilmedikleri için elestiriyorlar, ileri geri yaziyorlar. Hadi canim sende. Insan haddini bilmelidir.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol