İŞ ARAYAN DEĞİL İŞ BECEREN İNSAN GEREK

Yazının başlığındaki cümleyi Vedat Nedim Tör bir yazısında söylüyor. Vedat Nedim Tör kitapları olan, Atatürk Dönemi ve sonrası yazarlarındandır. Yanılmıyorsam Atatürk zamanında yer alan KADRO HAREKETİ yazarlarındadır. Bilindiği üzere KADRO HAREKETİ uluslararası alanda ilgi uyandırmış, Atatürk'ün evrensel düşüncelerini işleyen bir yazarlar hareketidir. O yazarların başında ünlü roman yazarı Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Şevket Süreyya Aydemir gibi Cumhuriyetin ünlü yazarları vardır.
Vedat Nedim Tör 40-45 yıl önce yazmış olduğu "İŞ ARAYAN DEĞİL İŞ BECEREN İNSAN GEREK" adlı yazısında "Tarım sektörünün Genel Kalkınma Temposuna" ayak uyduramadığını, "İşe ve çevreye dönük programlı eğitim reformu" yapamadığını söylediği yazısında Afrika ülkelerindeki tarımsal çalışmalardan söz etmektedir. Kalkınma ve ilerlemenin beceriksiz insanlar yüzünden gerçekleşemediğini eleştirmektedir. İş arayanların gerek Afrika gerekse Türkiye'de çok olduğunu, ancak bunların iş yapmayı bilmediklerini, ne iş olursa olsun yaparız dediklerini, oysa ellerinden bir iş gelmediğini belirterek, "Bize İş Arayan Değil İş Beceren İnsan Gerek" demektedir. Bu arada Türkiye'de "BÖLGE ÇİFTLİK OKULLARI" açılmasını önermektedir.
Cumhuriyeti kuranlar Türkiye'de "AYLAK ADAM" olduğunu, Her İşi Yaparım deyip, ellerinden hiçbir iş gelmediğini, söğüt gölgesinde yattıklarını biliyorlardı. Şüphesiz Türkiye'nin iş bilen, bilgiyi kullanma becerisi olan, bilgiyi işe dönüştürecek insanları yetiştirecek okulları düşünmüşlerdir. Mesela Bölge Teknik Bahçıvanlık Okulları, Köy Enstitüleri, Sanat Okulları ve diğer meslek okulları insanlara bilgi ve beceri kazandıran, bilgiyi işe dönüştürmesini bilen insanları yetiştiren okullardı. Bu okullar NİTELİKLİ yani VASIFLI İNSAN ihtiyacını karşılamaya yönelik eğitim yapan okullardı. Vedat Nedim Tör'ün söz konusu ettiği İŞ BECEREN İNSAN'a bugün dünden daha fazla ihtiyaç olduğunu sanayiciler söylemektedirler.
Gerçekte Türkiye'nin bütün alanlarda Vasıflı, Kaliteli insana yani kadrolara ihtiyacı vardır. İşi bilen insan, üreten, bilgiyi kullanan insan, iş piyasasının aradığı insandır. O, eli nasırlı, alnı terli insandır. Okuyan gençler, artık masa başında iş yapmayı unutmalıdırlar. Bu işi yaparım o işi yapamam demekten vazgeçmelidirler. Kolay iş olsun, paralı iş olsun saplantısından kendilerini kurtarmalıdırlar. Şunu bileceklerdir ki hayatta işin ayıbı yoktur. Köy Enstitülü öğretmenler aynı zamanda işçi idiler. Meslekleri vardı. Demirciydiler, Marangozdular, Sağlık Memuru idiler, Yapıcı (Duvar Ustası) oldular. Onları hiç kimse bu işleri yaptıklarından dolayı ayıplamadılar. Ayıplamak şöyle dursun, şaşırdılar. Çünkü bizim ülkemizde şu görüş yerleşmiştir: Okumuş insan masabaşı iş yapan insandır. O da zaten kendisine demirciliği, marangozluğu, duvar ustalığını yakıştıramazdı. Oysa bunlar yanlış şeylerdir. İşsizlik işkencedir, iş yapmak keyiftir. Çünkü bir değer yaratmaktır. Elbet bir gün gelecek bu yanlış düşünceler de silinip gidecektir. Eğitimli kuşaklar, yoldadır. Onlar iş bulduklarında sevineceklerdir. "Yeter ki iş olsun" diyeceklerdir. Bunu söyleyecekleri yakındır. Bekleyin göreceksiniz bir üniversitelinin badanacı olduğunu… Türkiye'yi eli nasırlı insanlar canlandırıp kalkındıracaklardır. Bu nedenle herkes balık tutmayı bilecektir.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol