Daha önce not aldığım, gündeme uyan bir kaç haber: 1- Tersine beyin göçü beş kat artmış; 2013 te 73 bilim insanı Türkiye'ye dönmüş. 2- TÜBİTAK üstün zekâlı çocuklar için özel okullar açacak, 100 er öğrencilik okullar öncelikle İstanbul, Ankara, İzmir'de açılacak... Konu istismara açık olduğu için adını yazmayacağım çok değerli bir dostumun şöyle bir görüşü var: ''Devlet engellilerin eğitimine önem vermek yerine üstün zekâlıların eğitimine önem vermeli'' çünkü; üstün zekâlı olup gerekli şekilde iyi bir eğitim görmüş bir insan yüzlerce belki binlerce engellinin sorunlarına çare olacak projelere imza atabilir.
Eğitim sistemimizde kaç çeşit lise var olduğunu Milli Eğitim Bakanlığından başka tam olarak bilen var mıdır acaba. Ne zamandır hükümet, dolayısıyla Milli Eğitim Bakanlığı lise türlerinin sayısını mümkün olan en aza indirmek için çalışmalar yapıyor, dershanelerin kapatılıp özel okullara dönüştürüleceği söyleniyordu. Bu konuda konuşmak için uzman olmak gerekir ama, bir de sokaktaki her vatandaşın bildiği gerçeklerimiz var. Yıllardır okuyacak ve okumayacak çocuklar zaten daha ilkokulu bitirdiklerinde hatta ilkokul sıralarında ayrıma tabi tutuluyorlar, her okul yüksek zekâ seviyesi olan çocukları kendi bünyelerine almak, her veli üst düzey öğretmenleri çocuklarının okuduğu okullara tayin ettirebilmek için elinden geleni yapıyordu. İlkokul sıralarında başlayan özel ders, dershane destekli çocuklar çizgi üstü liselerde, çizgi üstü üniversitelerde okuduktan sonra, bir kısmı okumak için, bir kısmı okul sonrası ver elini yurtdışı. Bu gün dünya çapında nice bilim insanımız yurt dışında, bize düşen de onların ürettiği projelere bol bol kaynak aktarıp satın almak.
Bizim Türk okulları olarak bildiğimiz gurur duyduğumuz, bazılarının Cemaat okulları dedikleri yurt dışındaki okullar, yurt içindeki kolejler var oldukları yerlerde geleceğin dünya liderliğine aday öğrencileri yetiştirirken neden Başbakanın; her türlü desteği verelim okullarınızı kurun sizden hizmet satın alalım teklifi yadırganır ki. Kolejler, Fen Liseleri vb okullarda okuyan zaten üst düzey öğrencileri alıp sıfırdan yetiştirip hem ülkemize hem bilim dünyasına hizmet edecek insanlar yetiştirin ki haklı olarak karşılığını alın. Hem bu şekilde devlet okulları da daha fazla öğrenciye hizmet vermiş olsun. Tamamen bilimsel olarak ele alınması gereken bir konunun hiç alâkası olmayan kişilerce alâkasız ortamlarda tartışılması, hele ki siyasete malzeme yapılarak iktidarı yıpratma aracı haline getirilmesi, aklı başında hiç kimsenin kabullenebileceği bir durum değildir. En kısa sürede aklı-selimin galip geleceğini, herkesin sağduyulu davranacağını umuyorum, bekliyorum.
Kim hangi ve haklı gerekçelerle mi karşı çıkıyor bilmiyorum ama bu işi iktidarı yıpratmak için fırsat haline getirmeye çalışanlar yazık ve ayıp ediyor. Ve yine biliyoruz ki; onların dediği dilden söylersek, bu konuda da Başbakan geri adım atmayacak ve bu iş de rayına oturacak. Onun içindir yazımın başlığını oluşturan ''it ürür, kervan yürür'' deyimi.
En garibi ise; daha düne kadar sayın Başbakanı ve iktidarını ''okyanus ötesi''nden talimat almakla suçlayanların şimdi okyanus ötesine geçip safa durmakta kendileri için sakınca görmemeleri (yeni cemaat oluşumu hayırlı olsun). Bazıları da: ''Düşmanımın düşmanı benim dostumdur'' mantığıyla ellerini ovuşturarak bu gerginlikten kendilerine düşebilecek payı arttırma gayretindeler ama bence ovuşturdukları avuçlarını yalarlar. O Cemaat ki; eğer bildiğimiz anlamda Cemaat ise (ben öyle olduğuna inanıyor, verdikleri eğitim hizmetlerini beğeniyor, destekliyorum) bu güne kadar destekledikleri iktidarı dışlamazlar, aksi halde kendi taraftarlarının bir kısmını kaybederler diye düşünüyorum. Bize yıllarca Ulu'l-Emr'e itaati anlatanlar: Biz siz öyle söylediğiniz için değil, Allah öyle emredip Peygamber Efendimiz öyle bildirdiği için size inandık. Şimdi size ne oldu bilmiyorum ama siz öyle istediğiniz için biz isyan etmeyiz.
Eğer bu gün karşı çıkanların gerçekten haklı olduklarına inansam gönülden desteklerim. Ama kime ve neye inanacağını bilmiyor ki insan. Muhalefet halkı doğru bilgilendirmek yerine bulanık suda balık avlama derdinde. Yerini dolduracak yeni sistem oluşturulmadan dershanelerin kapatılması felâket olur diyenler: İşte size fırsat, haydi elbirliğiyle eğitim sistemimizi dershanelere ihtiyaç duyulmayacak şekilde reforme edin, bu millette sizin heykelinizi diksin... Bu güne kadar hangi konuda bir yenilik getirilse şiddetle karşı çıkıp provoke, boykot ettiler. Benim muhalefet ve eleştiri anlayışım; ne sevdiğim söyledi diye yanlışa doğru, ne sevmediğim söyledi diye doğruya yanlış demek değildir. Hak'kı Hak, batılı batıl bilip Allah için adaleti ayakta tutmak adına ya hayır söylemek ya da susmaktır. Yalancının evi yanmış kimse inanmamış misali adeta bir tane doğruya doğru demediler ki şimdi yanlış dediklerine inanıp destekleyelim.
sairmehmet39@hotmail.com
0 539 839 75 78
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol